Araştırmacılar, karaciğerde çok fazla yağın milyonlarca yetişkini etkileyen kronik bir duruma yol açabileceğini keşfetti.
Londra Brunel Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, karaciğer yağlanması da kan şekeri düzeyleriniz üzerinde ciddi bir etkiye sahip olabilir.
Araştırmacılar, karaciğerlerinin yanı sıra pankreaslarının boyutunu da yakından inceleyen 32.859 kişiden alınan MRI taramalarını inceledi. Araştırmacılar, Mendel rastgeleleştirmesi olarak bilinen neden ve sonucu incelemek için gen işlevini ölçmek için kullanılan bir yöntem türüne güvendiler.
Yağların Beslenmemizdeki Rolü
Bilim adamları, karaciğerde yağ depolamaya genetik olarak yatkın olan kişilerin tip 2 diyabet teşhisi konma olasılığının daha yüksek olduğunu öğrenmekle kalmadı, karaciğer yağındaki her %5’lik artışın bu riski %27 oranında artırdığı gösterildi.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Hanieh Yaghootkar, “Sonuçlarımız, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) ile yaşayanların daha iyi tedavi edilmesini teşvik ediyor ve bu kişilerde kilo vermenin ve diyabet riskinin daha iyi taranmasının çoklu faydalarına dair kanıt sağlıyor” dedi. Bir basın açıklaması.
Cleveland Clinic, NAFLD’yi ağır içici olmayan her üç yetişkinden birinde görülen bir durum olarak tanımlar. Bu tip karaciğer hastalığının nedeni bilinmemekle birlikte, obezite ve diyabet olası risk faktörleri olarak kabul edilir.
2 tip diyabet
Shutterstock
İlgili: Daha fazla sağlık haberi için bültenimize kaydolduğunuzdan emin olun!
New Jersey merkezli beslenme danışmanı ve 2 Day Diabetes kitabının yazarı olan RD, CDE, LDN, CPT’den Erin Palinski-Wade, “NAFLD’nin insülin direncinde önemli bir faktör olduğu gösterildiğinden bu bulgular beni şaşırtmadı” diyor. Diyet. “Karaciğerde az miktarda yağ birikmesinin bile insülin direncini ve dolayısıyla tip 2 diyabet riskini artıracağı mantıklı.”
Ayrıca, bu mevcut çalışmanın, diyetinizin merkezinde yer alan karaciğerdeki aşırı yağ dokusunun önlenmesine odaklanmanın önemine işaret ettiği için muazzam bir değer sunduğuna inanıyor. Palinski-Wade, “Bazı araştırmalar, kahvenin yağ birikiminden kaynaklanan karaciğer hasarına karşı koruyucu olabileceğini öne sürüyor. Bu nedenle, tolere edilirse günde iki fincana kadar içmek faydalı olabilir” diyor.
Bununla birlikte, şeker ve kremayı karıştırmanın “karaciğerdeki yağ kazanımlarını hızlandırabileceğini” hemen ekliyor. Bunun yerine, siyah kahvenin tadını çıkarın veya tarçın veya vanilya özü gibi tatlandırıcılarla tatlandırın.
Palinski-Wade, genel şeker alımını azaltmanın yanı sıra alkol tüketimini sınırlandırmayı da tavsiye ediyor. “Bitki bazlı yağlar, kabuklu yemişler, tohumlar, kepekli tahıllar ve yağlı balıklar açısından zengin bir Akdeniz tarzı beslenmeyi takip etmek, karaciğerdeki yağı azaltmak için en iyi strateji olabilir” diyor.
Ayrıca, brokoli, çilek, elma gibi lif bakımından daha zengin yiyeceklerin yanı sıra bol yapraklı yeşillikler ve bakliyatları tabağınıza koymayı düşünün. Palinski-Wade, “Lif, karaciğerdeki yağ birikintilerini azaltmaya yardımcı olurken, aynı zamanda sabit kan şekeri düzeylerini yükseltmeye ve insülin direncine karşı savaşmaya yardımcı olabilir” diyor.
Palinski-Wade, “Bir araştırma, özellikle ıspanağın NAFLD riskini azaltabileceğini, bakliyatlarda bulunan dirençli nişastanın da NAFLD’yi azaltmaya yardımcı olabileceğini buldu.”